Arabesk müziğin efsane isimlerinden Ferdi Tayfur‘un vefatı ile onun yaptığı müzikle her yaş ve farklı toplumsal sınıftan kitleleri de peşinden sürüklediği tekrar gündeme geldi. “Ferdi Tayfur arabeskin temsilcisiydi. Pekala o ve temsil ettiği kültür neden bu kadar sevildi?” diye soran Hürriyet muharriri Fulya Soybaş mevzuyu Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Kısım Lideri Prof. Dr. Barış Erdoğan ile konuştu. Erdoğan, “Ferdi Baba ve arabesk müzik, kentli olmak isteyen lakin buna bir türlü ulaşamayan insanların hislerine hitap etmiştir” dedi.
Prof. Erdoğan şöyle konuştu:
“Ünlü olduğu 1970’lerden günümüze, Türkiye tarihi içindeki geniş toplumsal kesitlerin aşk, ayrılık, melankoli, çaresizlik üzere farklı üniversal hislerine seslenebilme kabiliyetine sahip bir sanatçıdır Ferdi Tayfur ve temsil ettiği kültür. Anadolu’dan büyük kentlere bilhassa de İstanbul’a göçün başladığı 1950’li ve sonrasındaki devirler boyunca köyünü, kırını bırakıp göçen bu beşerler, kendilerini geldikleri büyük kentlerde yalnız ve çaresiz hissettiler. Gecekonduda sürdürülen hayatlar, toplu taşıma yok, hastane yok! Kamu hizmetlerinden mahrumlar. Bir yandan da geldikleri yere hasretleri hâlâ sıcak. Ferdi Baba ve arabesk müzik, kentli olmak isteyen lakin buna bir türlü ulaşamayan insanların hislerine hitap etmiştir.”
“Kentin ve kentlinin müziği haline geldi”
Erdoğan, Soybaş’ın “Şehirliler tarafından da sevilmesi nasıl oldu pekala?” sorusuna bunun, Türk toplumunun- kent ya da varoşlarında nerede yaşadığından bağımsız- hem kültürel hem de toplumsal olarak Doğu- Batı ortasında kalmışlığının bir tezahürü olduğuna dikkat çekerek şöyle cevap verdi:
“Dolayısıyla kentin ve kentlinin müziği haline geldi. Köylü değil kentli müziği aslında. Doğu ve Batılı müzik formlarının karıştırıldığı melez bir form. Kökü doğuda da olsa yüzü batıya dönük.”
Söyleşinin tamamı için .
(Hürriyet)
|
Hayatınızın aşkını bakteriler seçiyor olabilir mi; bilim insanı Ali İstek Akın anlatıyor | Bakterin Kadar Yaşa
|
